Laf Sokan İnce Sözler
Ben senin hep “MUTLULUĞUNU İSTİYORUM” derdin. Dediğini yaptın onu alıp götürdün.
Parçaları kaybolmuş puzzle gibisiniz. Kiminizin aklı kiminizin ruhu kiminizin kalbi yok.
Tabağına yiyebileceğin kadar yemek, hayatına sevebileceğin kadar insan al. İsrafın lüzumu yok.
Sana değer verip aşkı bulacağıma x’e değer veririm y’yi bulurum daha iyi.
Bazı belgeselleri seyrederken aklıma nedense hep sen geliyorsun!
Hayata At Gözlükleriyle bakmak hoşuna gidiyorsa, birilerinin sana ÇÜŞŞŞ demesine de gocunma.
Bazı insanların resimlerine bakıyorum, o kadar güzeller ki; hep resimlerde kalsınlar istiyorum. Çünkü karakterler objektife girmiyor.
Bazı insanlar ayakkabı mağazası gibi, her numara var Allah için.
Gitmeyi tercih edenlerin ardından, el sallayın ki; artık sadece bir ‘el’ olduklarını daha iyi görsünler.
Kime kıymet versem hayatımı ‘kıyamete’ çevirmesini iyi biliyor.
“Yemin ederim” senden başkasını sevmem demişti. Neyse arkadaşlar. Sıradaki “yemin” tükürüp de yalayanlara gelsin.
Bir kadının gözyaşının akmasına sadece soğan değil, bir ‘hıyar’ da neden olabilir.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayıp, ben artık kimseyi sevemem deme. Unutma ki, en güzel çiçekler mezarlıklarda yetişir.
Ey sevgili nedir yüzündeki acı yoksa kırılan hayallerim mi battı eline?
Ben güçsüzüm düşerim ağlarım canım acır yaralarım ve kusurlarım var, sırf bu yüzden insanım. Sıradanım.
Her zaman ARKANDAYIM diyenlere dikkat et, haksız mıyım sevgilim?
Laf sokarım, kapak olursun. Yalvarıp durursun.
Senin ateşinde daha kaç kişi yanar bilmiyorum; ama benim okyanusumda senin gemin battı, bilgine…
Zamanın canımızı acıtacağını küçükken fark etmiş olmalıyız. Yoksa kolumuzu ısırarak saat yapmamızı ne ile açıklayabiliriz?
Bazılarının kahraman sandıkları denyoların, kurşundan asker olduklarını görmeleri bayan zaman alıyor.
Bir “zam” da şu insanlara gelse kendilerini bu kadar “ucuza” satmasalar.
Hayatı boyunca oyuncak ayıya sarılıp uyumuş bir kızı, büyüdüğünde sevgili seçimi yüzünden eleştiremezsin.
Varlığım parmağına ‘yüzük’ olmadı ya. Yokluğum kulağına ‘küpe’ olsun.
Konuştuğun kadar şerefli olsaydı hislerin; şerefini iki paralık etmezdi seçimlerin.
Bazı insanları hayata baktığı pencereden, atmalı.
Sen hayata at gözlükleriyle bakmaya devam edersen, birilerinin çüşşş demesi zoruna gitmesin.
İki dakika insan ol desem zaman tutacak insanlar tanıyorum.
Kimileri toprak kadar kıymetli, kimileri bir ot kadar değersiz. Herkes bir şekilde yaşıyor işte. Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz…
erkek arkadaşının parası yok diye “tokum” diyen de vardır, “yokum” diyen de.erkek arkadaşının parası yok diye “tokum” diyen de vardır, “yokum” diyen de.
Kimi insan girdiğinde odayı aydınlatır, kimi de çıktığında. Umutlara kanma umutlar bir gün imkânsızlaşır, hayatı tozpembe yaşıyorum sanma, her renk bir gün siyahlaşır.
Yanımda olması gerekenler zaten yanımda def olup gidenler kimin umrunda.
Bugün sana laf koymayacağım. Kahve koydum; gel içte insanlık gör.
Hayatında biri varken başkalarına asılanları ayakta alkışlıyorum: Yav. ŞAK! ŞAK! ŞAK!
Bazen EMPATİ yapmak istediğimde önümde büyük bir engelin yükseldiğini fark ediyorum: Ne yapsam da senin gibi ŞEREFSİZ olamıyorum.
Bazı insanların dışı imrendirecek kadar hoş; içi mide bulandıracak kadar boş olmasına hep hayret etmişimdir. Sen anladın!
Aramızdaki o buzdağını şimdi hangi küresel ısınma eritecek, söyler misin sevgilim?
Boşuna kimseyi suçlamayın dostlarım. Kullanıcı hatası değil, bazılarının doğuştan defoludur yüreği.
Ben senin ‘mutluluğunu istiyorum’ dedi ve dediğini yaptı, aldı gitti.
Ezan sesini seviyorum. Çalan müzik susuyor, küfür edilmiyor, içki içen bırakıyor. Yani 3 dakika herkes insan oluyor.
Aldırma gidenlere, sevip terk edenlere. Hayat dediğin iki kelime; hoş geldin, güle güle…
Demişsin ya onun gibilerini cebimden çıkarırım diye. Dinle Ben senin gibileri tespihime dizerim tövbe tövbe diye çekerim.
Laf Sokma Sözleri
Sana tekrar çıkma teklifi ediyorum: Lütfen artık hayatımdan ÇIK!
Buda geçer demiştin… Bence de bazıları teğet, bazıları deler geçer, bazıları paramparça eder de geçer. Ama mutlaka geçer…
Bilirsin ben bela okuyamam, Allah salanı versin.Bilirsin ben bela okuyamam, Allah salanı versin.
Bazı insanlar söze gelince edebiyatın turşusunu bile kuruyorlar da icraata gelince turşunun içindeki hıyar kadar olamıyorlar.
Akıllı telefonmuş. Karşı taraf aptal olunca, telefon akıllı olsa bile işe yaramıyor.
Attığınız ya da atacaklarınız kazıkları saklıyorum, saklıyorum ki gün gelip bana döndüğünüzde sizi ağırlayacak yerim olsun.
Bana kalbimdesin deme sevgili, kalabalık yerlerde sıkıntı basıyor beni…
Sevgimi anlayamadın mı gözlerimdeki yaştan, atalarımız doğru demiş eşek ne anlar hoş laftan.
Moralim çok bozuk; şu seni seviyorumlu fıkranı anlat da gülelim birazcık.
Bu dünya senden önce de dönüyordu, senden sonrada dönecek. Yani seninle bir şey değişmediği gibi, sensiz de bir şey değişmeyecek.
laf sokma kapak olursun yalvarma köpek olursun delikanlı ol belki yanımda yer bulursun…
Bazı kadınların şövalye sandıkları adamların, aslında alüminyum folyo ile kaplanmış denyo olduklarını görmeleri baya zaman alıyor.
Oralarda benden yok bir düşünsen anlarsın. Buralarda senden çok var görsen şaşarsın.
Adam sorar: kaçınız çıplaklığınıza güvenmek yerine karakterinize güvenecek kadar kadınsınız? Kadın cevap verir: kaçınız çıplak bedene sahiplenmek yerine, üstünü örtecek kadar adamsınız?
Çok fazla konuşmaya gerek yok aslında. Sen, benden daha kötülerine layıksın.
Her “ne yapalım?” dediğinde “bilmem” demişsem, kendi fikri olmayan bir mal olduğumdan değil. “Seninle olduğum sürece ne fark eder ki” demektir o. Anlayana.
Ne yarım kaldım senden sonra, ne de yaralı, beni ne sen yıkabilirsin, ne de en kralı…
Benden sana ne beddua gelir ne de dua bundan sonra, tek bir dileğim var sadece ne yaşattıysan bana, sende aynısını yaşa.
Görmek istemeyen göze IŞIK ne yapsın!
Şimdilerde sana karşı öyle doluyum ki konuşursam boğulacağından korkuyorum; bak bu durumda bile seni düşünüyorum.
Gözleri idam sehpasıdır eski sevgilinin ve bu yüzden derindir göz çukurları; ama o çukura çoğu kez kendisi düşer de farkına varamaz.
Kalbimde SIZI olacağına ALNIMIN YAZISI olsaydın ne olurdu sanki?
İzin verirsen sana bir sual sormak istiyorum: “Nüfus yoklamasında seni de insan sanıp adamdan sayıyorlar mı?”
Bir zamanlar toz konduramadıklarım, şimdi kirden görünmez olmuş.
En Anlamlı Laf Sokan Mesajlar
Demiş ki: ”kaybettiklerini görsün de ağlasın”. Dedim ki: ”kazandıklarımı görsen, değerinin olmadığını anlarsın.
Doğru kişi olsaydın zaten şuan yanımda olurdun daha ötesi var mı?
Senin gibi bozukları kumbarada biriktirir, geleceğe yatırım yaparım. Ha çok mu sıkıştım; hiç düşünmem hemen harcarım.
İnsanlar ikiye ayrılır. Su kadar aziz olanlar, su kadar ucuz olanlar.
Hani sen bana mecbursun havasında olanlar var ya. Onlar o havada takılsınlar; ben bana yeter de artarım, artanımla da onlara hava katarım.
Her şeyi bilmene gerek yok haddini bil yeter.
Kusura bakma; ama bunu bilmek senin de hakkın. O yüzden söylemek zorundayım: “Adam olsaydın, eski olmazdın…”
DEĞER VERMENİN yalnızca matematiksel işlemlerde işe yaradığı bir dünya da yaşamak çok acı; ama gerçek.
O eli öpülesi Annenin sütü ile adam olamadıysan. İçtiğin o inek sütleri ile anca ÖKÜZ olursun.
Ben kendi çapımda yazıyorum. Ucu sana dokunuyorsa, etrafımda dönüyorsun demektir boşa uğraşma. Bakmam sana.
Benim bütünlemem yok sevgilim. Bir kere kaldın mı benden bir daha geçemezsin.
Senin açtığın yarayı bir başkasıyla kapatmasına kapatırım da, yüreğime adilik yapmamın alemi yok.
Sandalye gibiyim: Bütün g.tlere rağmen ayaktayım!
Sevgilim, sen soğuk ve şekersiz çay gibiydin: Ne içimi ısıtıyordun, ne de damağıma hitap ediyordun, sadece uykumu kaçırıyordun.
Her gece yolculuk var: Gelmişine geçmişine…
İlk seninle başlamam bir hataydı galiba; çünkü ilk adımı nasıl atarsan gerisi hep öyle gidiyor.
Keşke zamanında anlasaydın “beynini ara sıra kullanmanın herhangi bir yan etkisi olmadığını.”
Biraz insan ol diyeceğim ama seni de zor durumda bırakmak istemiyorum.
Her haltı yiyip, evleneceği kızın el değmemiş gonca gül olmasını isteyen erkekler, siz hiç boka kelebek, çiçeğe sinek konduğunu gördünüz mü?
50 kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu veremeyen insanlar var.
Sen bu kalp yükünü kaldıramadıysan ben el atarım. Senin çivin çıkmış ama bilirsin ben çok iyi çakarım.
Kendime yakışanı severim. Herkese yapışanı değil.
Seni gözümde bu kadar büyütmeme aptallık diyorsan, bu senin karakterinin küçüklüğü, benim hayal dünyamın büyüklüğüdür.
Kara kalem resim yapmayı seviyorum. Çünkü kimin ne renk olduğunu hala çözemedim.
Ainstein amca bak öyle atomu parçalamakla filan olmaz bu işler, sen gel de onun gidişinden sonra beni topla, toplayabilirsen.
Seni adam ederdim ama çoktan köpeğim olmuşsun, ne lüzumu var.
Seni hiç unutmadım inanır mısın? Yediğim salatada bile arar oldum. Bir hıyarın eksikliği bu kadar mı belli olur.
Kır kalbimi gönlün olsun. Al gönlümü senin olsun.
Bana kullandığın o ağır laflar dönüp dolaşıp sana K.D.V olarak geri dönecek sen bunların hesabını yaparken ben sana gülüp geçeceğim.
Oluruna bıraktım her şeyi paşam. Bak sensizde devam ediyor yaşam.
Kimseye değil bu nefretim sadece kendime sevmeseydim olmazdı içimde koca bir dünya şimdi cehennem oldu girme yanarsın rezil olursun karşımda.
Mutlu olma hakkın her zaman saklıdır, dediler. Nedense şimdi bulamıyorum.
Bazıları gözyaşını siler, bazıları ise ağlatanı.
Sonunu bildiğin bir kitabı yeni baştan okumaya benzer eski sevgiliye geri dönmek.
Şimdi neden seni hazmedemediğimi daha iyi anlıyorum. Bünye Haram Lokmayı kaldırmıyor. Söylemeyi unutmuşum.
“Bu kadar mutsuz ve huzursuz olmayı hak edecek ne günαhım vardı?” diye düşündüğün an aklına geleyim, yeter.
Uzaklığım bir adım ötedeydi sadece; αmα gelmedin. Şimdi yakınlığım bile bir ömür ötede, n’olur artık gelme!
Sevgilim, sana bir sözüm daha var: Unutma, namaz beş vakit, ahlak ise yirmi dört saat farzdır!
Özlemin kaç promil alkol içeriyor sevgili? Tüm dengemi alt üst etti!
Küfür edemem ben bilirsin susuyorum. Dile getiremediklerimi sen anla.
Her gecem sana bedduam ile geçiyor her günüm sana lanet edişlerimle bitiyor sildim seni hayatımdan beddualarımda ve lanetlerimde yaşıyorsun.
Anladım ki; insanlar; susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar… Oysaki ben istediğim kadar hayatımdalar… Göz yumduğum kadar dürüstler ve sustuğum kadar insanlar.
Seni kaybettiğime hiç üzülmüyorum! Neden mi? Hani Derler Ya; CAN’a geleceğine MAL’a gelsin!
Bakma bazı insanların kalıbına; kalbi fitne ile dolu olanın kalıbı düzgün olsa ne yazar?
Kırık kalplerin hikayesi hep kısαdır. Ne oldu diye merak ettiklerinde, hiç, dersin, o kadar!
25 Kuruşluk çikolatanın verdiği mutluluğu veremeyen kişiler var.
Elbet tekrar tamir edilir bu kırılan kalpler, ama her düğümde biraz daha kısalır ipler.
Sana şöyle demiştim: “İki duruma çok dikkat et. Yemek yerken ağzına girene, konuşurken ondan çıkana.” Sen ikisini de ihmal ettin, bak şimdi ne halledersin?
Bazıları “dümen çevirmek” olunca nedense hep “kaptan” olmak istiyor.
Αşk yürek ister ve bu konunun seninle hiç ilgisi yok: Rαhαt ol eski sevgilim!
Senin İçin Ölürüm diyenlerin hiç selalarını duymadık. Hayırdır, biz mi duymuyoruz yoksa sen mi sahteydin.
Biliyorum, şimdi çok uzaktasın ve artık beni duymazsın. Unuttun belki de anımsamazsın. Hani hep derdin “sen bir tanesin”; bir tanen burada; sen neredesin?
“Beni bir tek sen anladın, sen de yanlış anladın.” Ben sana “GELECEĞİM OL” dedim, sen ise “GEL ECELİM” ol anlamışsın.
Giden gitsin boş ver aldırma, her yangın bir gün söner unutma; gönlünü boş yere bulandırma, bu acı da diner; bırak aldırma, unutma KRALLAR ÖNDEN gider.
Dün, bütün hayal kırıklıklarımı topladım, önüme koydum ve inceledim; en sonunda şaşırdım: “Hepsi senin eserindi.”